Kira depozitosunda yeni dönem! Banka hesabına yatırılması bekleniyor

Önder Hukuk'tan Av. Begüm Koral, kira bedellerinin ciddi anlamda yükselmesinin depotizo bedellerini de yükselttiği için kiracıların yüklü bir miktarda peşin parayı ev sahibine vermesi gerektiğini belirtti.

Kiracı, evi ya da iş yerine tutarken mal sahibine depozito veriyor. Ev sahibinin depozitoyu, kiracısına geri vermek üzere mevduat hesabına koyması gerekiyor. Mülkten çıkılırken, ev sahibi tarafından mülke verilen zararlar düşüldükten sonra depozitonun kalan kısmının ya da hiç zarar verilmediyse tamamının kiracıya geri verilmesi bekleniyor.

Ancak mal sahiplerinin genelinde, depozitoyu mevduat hesaplarına koymadıkları gibi iade etme alışkanlığını da taşımıyor.

Ancak hukukçulara göre, kiracı depozitonun değer kaybını talep edebilir, buna uymayan ev sahibi de icra takibi ve sair davalarla karsılaşabilir.

 

KİRA DEPOZİTOSUNDA YENİ GÜNDEM

Kira bedellerinin ciddi anlamda yükselmesinin depotizo bedellerini de yükselttiği için kiracıların yüklü bir miktarda peşin parayı ev sahibine vermesi gerektiğini bilerten Önder Hukuk’tan Av. Begüm Koral, bu konudaki son durumu Ensonhaber'e anlattı:

BANKA HESABINA YATIRILMASI BEKLENİYOR 

Tabii ki bu bedelin yıllar içinde enflasyonu ve değer kaybı söz konusu. Bu bedellerin banka hesabına yatırılması gerekiyor. Ancak bunu ne ev sahipleri ne de kiracılar maalesef uygulamamaktadır.

"DEPOZİTO 3 AYLIK KİRA BEDELİNİ AŞAMAZ"

Depozito, kiralananın zarar görmeyeceğine dair para ya da kıymetli evrak olarak verilen güvence teminatıdır. Bu teminat kira sözleşmesinin ilk aşamasında veriliyor ve kira sözleşmesi sona erince ve kira ilişkisi bittiğinde de geri alınıyor. Borçlar Kanunu’na göre konut ve iş yeri kiralarında depozito üç aylık kira bedelini aşamaz. Ancak uygulamada daha fazla isteyen ev sahipleri var.

"1 Temmuz 2020’den itibaren depozitonun bankaya yatırılması gerekiyor"

Borçlar Kanunu’nun 342’inci maddesine 1 Temmuz 2012’de yapılan değişiklikle depozitonun banka hesabına yatırılması zorunluluğu eklenmiştir ancak yürürlüğe girişi 8 yıl ertelenmiş olup bu madde 1 Temmuz 2020’de yürürlüğe girdi. Buna göre, güvence olarak alınan para veya kıymetli evrak kiracı, kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatırmak, kıymetli evrakı ise bir bankaya depo etmek zorunda.

"ELDEN YATIRMADA SORUN VAR"

Ancak yaklaşık 2 yıldır yürürlükte olan bu maddeyi uygulayan ne yazık ki yok denecek kadar az. Elden ödemeler bu noktada maalesef ilerleyen zamanlarda sorunlar doğurmaktadır.

"Depozito ilk günkü verildiği tutardaymış gibi iade etmek isteniyor"

Koral, "Bankaya yatırılmak suretiyle değerlenen depozito enflasyona karşı bir nebze de olsa kiracıyı koruyacaktır. Aksi takdirde kiracının verdiği depozito bedeli enflasyon karşısında maalesef büyük değer kaybedecek ve taraflar arasındaki denge bozulmuş olacaktır." diyerek açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Uygulamada, kiraya verenlerin kiralananı kontrol etmesinden sonra depozitoyu iade ettikleri görülmektedir. Fakat bazı kiraya verenler kötü niyetli olarak, depozito bedelini vadeli hesaba yatırmamakta ve ilk günkü verildiği tutardaymış gibi iade etmek istemekte ve parayı ellerinde tutmaktadır. Bu durumun hukuken korunmayacağı açıktır. Depozito en kötü halde bir vadeli hesaba yatırılmalı ve depozitodan düşürülebilecek bir hasar varsa mahsup edilerek kiracıya iade edilmelidir.

"YARGITAY KARARI VAR"

Nitekim depozito iadesi Yargıtay kararlarında da bu durum açıkça ifade edilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, olağan kullanıma dayalı olarak eskimiş olan boya-badana imalatının maliyetinin 2 bin TL olduğu belirtilmiş ve bu kalem yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de kiracı, olağan kullanımdan kaynaklanan hasarlardan sorumlu değildir. Kiralananın tahliye sırasında boya ve badanasının yenileneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunduğu da ispat edilememiştir. Bu durumda boya badana masrafının, olağan kullanımdan kaynaklandığı, hor kullanma sonucu oluşmadığı gözetilerek boya ve badana masrafına yönelik talebin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.