Ve Karaburun'da hukuk kazandı!

İlçeye bağlı Hasseki Köyü sahilinde, doğal sit alanında olmasına ve iki kez mühürlenmesine rağmen süren kaçak villa inşaatı, Karaburun Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldı. Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, hukuksuz yapılaşmalara asla izin vermeyeceklerini söyledi.

Karaburun’un Hasseki Köyü sahilinde 1. Derece Doğal Sit alanında yaklaşık bir aydır süren kaçak villa inşaatı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Karaburun Belediyesi tarafından yıkıldı. 
Kamuoyunda basında haklı tepkilerin oluşmasına neden olan inşaatın Yapı Kayıt Belgesi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un bizzat talimat vermesiyle önceki gün iptal edilmişti. 
Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan ve Çevre Şehircilik İzmir İl Müdürü Ömer Albayrak’ın bizzat nezaret ettiği yıkım çalışmaları başladı, bugün içinde (19 Kasım 2019 tarihinde) tamamlanması planlanıyor. İnşaat, 1. Derece Doğal Sit alanında ve kıyı kenar çizgisini ihlal ederek izinsiz ve ruhsatsız olarak yaklaşık bir aydır sürüyordu.  
İKİ KEZ MÜHÜRLENMİŞTİ
İlk olarak 16 Ekim 2019 tarihinde Belediye personelleri tarafından, kaçak inşaat yapıldığının tespit edildiğini belirten İlkay Girgin Erdoğan,  faaliyetin İmar Kanunu’nun 32’inci Maddesine açık şekilde aykırılık taşıdığının görülmesi üzerine Karaburun Belediyesi ekipleri tarafından mühürlendiğini belirtti. Aynı inşaatla ilgili şikâyetlerin gelmeye devam etmesi üzerine ikinci kez yerinde inceleme çalışması yapıldığını kaydeden Erdoğan, “Ekiplerimizin ikinci tespitinde mührün bozulduğu ve inşaata devam edildiği tespit edildi, bu durum tutanak altına alındı. İnşaat ile ilgili olarak ‘imar kirliliğine neden olmak ve mühür fekki’ suçlarının gereğinin yapılması amacıyla 28 Ekim 2019 tarihinde Karaburun Cumhuriyet Başsavcılığı’mıza suç duyurusunda bulunduk ve hukuki süreç başlattık.” dedi.  
15 Kasım 2019 tarihinde inşaatta yapılan kontrolde faaliyetin hâlâ devam ettiğinin tespit edildiği bilgisini veren Erdoğan, şöyle devam etti: 

İMAR BARIŞI’NA DÂHİL EDİLMİŞ
“Karaburun Belediyesinin mühürlemesine rağmen çalışmaların devam ettiği inşaatla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü ekiplerince imar barışı sisteminde yapılan incelemede, alanda iki Yapı Kayıt Belgesi oluşturulduğu anlaşılmıştır. Konuya hassasiyet gösteren Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’un talimatıyla iznin iptal edildiği ve yıkım yapılması emri belediyemize ulaştı. Biz de derhal yıkım çalışmalarına başladık. Sayın Bakanımıza, hassasiyeti için çok teşekkür ediyorum” 
Karaburun’un dünya cenneti koylarının birinde, milletin gözünün içine baka baka yaşanan hukuksuzluğu sonlandırmaktan mutlu olduklarına işaret eden İlkay Girgin Erdoğan, bu süreçte pek çok haksız ithamla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. 

“BİZ KOLLUK GÜCÜ DEĞİLİZ” 
Karaburun Belediyesi’nin bir yerel yönetim kurumu olduğunu, kolluk gücü olmadığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Karaburun Yarımadası’nda 15 Mart 2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek idare makamı konumunda olan Cumhurbaşkanlığı tarafından ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) kararı halen yürürlüktedir. Yani ilçemizde herhangi yeni bir inşaatın, bırakın yapılmasını, ruhsat alması dahi söz konusu değildir. Devletimizin en üst makamının verdiği karar, hukuku ve yasaları uygulamakta görevli tüm kamu kurumlarının gözü önünde paspas gibi çiğnenmiştir. Ben bu ilçenin seçilmiş Belediye Başkanı, ancak ondan önce bir hukukçu olarak bu duruma kayıtsız kalamazdım ve yetkilerim neyi gerektiriyorsa, sonuna kadar kullandım. Karaburun Belediyesi olarak, tespitimiz sonrasında hızlıca müdahale ettik ve inşaat faaliyetinde gerekli mühürlemeleri yaptık. 
Ancak unutulmamalıdır ki biz bir yerel yönetimiz, kolluk kuvveti değiliz. Yapılan hukuksuzluğa karşı Cumhuriyet Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulunarak, hukuksuzluğu adli makamların soruşturma ve kovuşturmasına emanet ettik. Yine bir hukukçu olarak şunu ifade etmek isterim: 
Devletin kanunlarını uygulamakla görevli olan kurumlar, bu türden hukuksuzluklara ses çıkamazlarsa, yurttaşlarımızın da hukuka ve adalete olan güveni sarsılır. ‘Hak, hukuk, adalet’ sloganını benimseyen bir partinin belediye başkanı olarak, yetki ve sorumluluklarımın farkındayım ve hukuksuzluğu kim yaparsa yapsın yetkilerimi sonuna kadar kullanacağım.
Hukuksuzluğa sahne olan arazinin sahibinin kim olduğu, hangi ünlü sanatçılarla ilişkide olduğu, paravan olarak kullanıldığı vs yönünde sosyal medyada pek çok iddia ve isnat dolaşmaktadır. 

“UMURUMUZDA BİLE OLMAZ!”
T.C. Karaburun Belediyesi’nin seçilmiş belediye başkanı ve ilçemin şehremini olarak size şu noktayı çok açıklıkla ve en anlaşılır şekilde vurgulamak isterim: 
Biz bu mühürlemeleri yaparken, arazi kimindir, inşaatı kim yapmaktadır, kim ya da kimlerle ilişki halindedir, herhangi bir parti ya da STK ile aidiyet bağı var mıdır yok mudur gibi sorularla hiç meşgul olmayız. Hatta daha açık söylemek gerekirse bunlar umurumuzda bile olmaz. Yurttaşlarımızın hukuka uygun olan her talebini yerine getirmek, hukuka uygun olmayan her talebine karşı çıkmak, hem yasal görevimiz hem de yurttaşlık sorumluluğumuzdur. Hukuka duyulan güven zedelenirse, devletin temeli olan adalet duygusu yerle bir olur. 
Karaburun ilçemizde yurttaşlarımız da bu yönde takdire şayan bir farkındalık ve bilince sahiptirler. Ne mutlu ki bizleri görevlerimizi yapmaya zorlamaktadır. 
Bu olayda 31.12.2017 tarihinden önceki yapılaşmaya ilişkin İmar Barışı kapsamında olmayan binalar için bakanlıktan yapı kayıt belgesi alındığı da görülmektedir. Bu durum İmar Barışı’nın nasıl suistimal edildiğine de çarpıcı bir örnektir. Bölgemiz son derece hassas, ranta açık bir bölgedir. Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan edilmesi ve inşaat yasağı olmasına karşın, sit alanları ve deniz kıyısında bile mantar gibi yapılaşmalar türemektedir. Buna göz yummamız asla söz konusu değildir. Kaçak yapılara asla izin vermeyecek ve bunun için kimseden alkış beklemeyeceğiz. Belediye olarak kurduğumuz yıkım ekibiz ile kaçak yapılaşmalarla mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. 
Bu vesile ile bizlere ihbar, uyarı ve şikâyetlerini ileten tüm hemşehrilerime ve sivil toplum örgütlerimize, yaptıkları haberlerle toplumsal farkındalığın oluşmasına katkıda bulunan siz kıymetli basın mensuplarımıza çok teşekkür ediyorum.”