Depremin yıkıcı etkileri nasıl azaltılmalı?

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası depremin yıkıcı etkisini azaltmak için 3 adımı hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Depremin yıkıcı etkileri nasıl azaltılmalı?

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası depremin yıkıcı etkisini azaltmak için 3 adımı hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Depremin yıkıcı etkileri nasıl azaltılmalı?
02 Mart 2021 - 12:44

Son bir yıl içerisinde yaşanan depremler nedeniyle TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, depremin yıkıcı etkilerinin unutulmaması ve her an hazırlıklı olunması için hayata geçirilmesi gereken adımlar anlatıldı. Hürriyet'ten Aysel Alp'ın haberine göre; atılacak adımlar şu şekilde sıralandı:

1-Fay yasası 3 ay içinde çıkarılsın.

2-Risk azaltma planlamaları 3 yıl içinde tamamlansın.

3-Zemin araştırmalarının yerinde denetimi esas alınsın.

Her sene 1-7 Mart tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle değerlendirilen Deprem Haftası’nda, yakın zamanlı depremleri ve acilen alınması gereken önlemleri özetle şöyle hatırlattı: 

“2020 depremlerin yıkıcı etkilerini yoğun şekilde hissettiğimiz bir yıl oldu. Aslında orta büyüklükte olan ve hasar etkisi sınırlı olması gereken bu depremler, merkez üstünden onlarca kilometre ötede yıkım ve ölümlere yol açtı. 117 kişinin öldüğü  İzmir  Sisam, 30’dan fazla kişinin öldüğü Elazığ Sivrice, İran’da meydana gelip Van’da 9 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Khoy depremi...

EN ÇOK CAN KAYBI TÜRKİYE’DE 

Sonuç olarak, 2020 yılı boyunca meydana gelen depremlerde toplam 168 vatandaşımız yaşamını yitirmiş, 3 bine yakın vatandaşımız yaralanmış, 80 bine yakın konut, işyeri gibi bağımsız bina bölümleri yıkılmış veya ağır hasar görmüş, 20 milyar liraya yakın maddi kayıpla yüze yüze kalınmıştır. Türkiye, dünyada 2020 yılında meydana gelen depremler sonucu en çok can kaybının yaşandığı ülke olmuştur.

RUHSATLI YAPILAR DA YIKILDI 

30 Ekim 2020 tarihinde Sisam depreminde devletin gözetimi ve denetimi altında yapılan çok sayıdaki ruhsatlı yapı da yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Depremlere kaynaklık eden diri fayları unuttuk, içinden diri faylar geçen kentsel ve kırsal yerleşim alanlarında hazırlıksız bir şekilde yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Güvenli yapılaşmanın ilk adımı olan zemin ve temel etüt raporlarını yerinde denetleyen bir yapı denetim sistemini, beton lobisi istemiyor diye henüz kuramadık.

Mevcut risklerin tespiti ve azaltılmasının yanında, yeni risklerin önlenmesi, yaşam alanlarımızdaki deprem risk havuzunun büyümesine neden olan unsurların engellenmesinde temel görev devletindir. Her tür ve ölçekte mekansal planlar, afet risk azaltma planları ile deprem mastır ve sakınım planlarına altlık oluşturacak nitelikteki mikrobölgeleme etütlerinin önümüzdeki 3 yıl içerisinde tamamlanması sağlanmalıdır. Bu amaçla, İmar Kanunu’na bir madde ilavesi yapılarak planlama öncesi mikrobölgeleme etütlerinin yaptırılması zorunlu hale getirilmelidir.

MEVZUAT OLUŞTURULMALI 

Fay yasası 3 ay içerisinde çıkartılarak hem ülkemizin depremselliği hem de bunun bir parçası olan diri fayların yüzey faylanması tehlikesinin belirlenmesine yönelik mevzuat oluşturulmalı, MTA’nın koordinasyonunda yürütülen Türkiye Paleosismoloji Araştırma Projesi hızlandırılarak 3 yılda tamamlanmak üzere gerekli planlamalar yapılmalıdır. Deprem için toplanan ÖTV, deprem planlamalarına tahsis edilmeli.

Beton lobisinin başta ovaların imara açılması olmak üzere imar, planlama, yapı üretim ve denetim sistemi üzerindeki etkisini azaltacak önlemler alınmalı, bu amaçla zemin araştırmalarının yerinde denetimini esas alacak bir sistematik en kısa süre içerisinde kurulmalı.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum