Kentsel dönüşüme giren binalarda, yapım dönemindeki imara aykırılıklar nedeniyle sahiplerine büyük bedeller çıkabiliyor

Yol işgali veya kaçak katlı binalar, kentsel dönüşüm kapsamına alındığında mülk sahipleri sürprizlerle karşılaşabiliyor. Rant için imara aykırı inşa eden müteahhitlerden ve gerekli denetimi yapmayan belediyelerden hesap sormak ise pek mümkün olmuyor

Kentsel dönüşüme giren binalarda, yapım dönemindeki imara aykırılıklar nedeniyle sahiplerine büyük bedeller çıkabiliyor

Yol işgali veya kaçak katlı binalar, kentsel dönüşüm kapsamına alındığında mülk sahipleri sürprizlerle karşılaşabiliyor. Rant için imara aykırı inşa eden müteahhitlerden ve gerekli denetimi yapmayan belediyelerden hesap sormak ise pek mümkün olmuyor

Kentsel dönüşüme giren binalarda, yapım dönemindeki imara aykırılıklar nedeniyle sahiplerine büyük bedeller çıkabiliyor
22 Kasım 2022 - 15:54

The Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'in haberine göre Kentsel dönüşüm kapsamında her yıl başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde binlerce bina yıkılıp yeniden inşa ediliyor.

Ancak kentsel dönüşüm için süreç başladığında birçok kat maliki, binalarının bulunduğu alanın bir kısmının kamuya ait yola girdiğinden ilk defa haberdar oluyor.

Sonuç olarak binanın yıkımının ardından daha önce bina sınırları içinde olan ancak işgal edilmiş görülen kamu alanının büyüklüğüne göre daire başına onbinlerce liralara düşen meblağlar ödeniyor ve buna da "satın alma bedeli" deniyor.

Müteahhitle kentsel dönüşüm pazarlığına zayıf oturuluyor

Kentsel dönüşüme giren eski binalarda yaşayanların bazılarında, "satın alma bedeli" ödeyecek miktarlar bulunmayabiliyor.

O durumda mülk sahipleri ya borçlanılıyor ya da müteahhitle masaya oturulurken 1-0 mağlup başlıyor. 

Durum böyle olunca kimi müteahhitler satın alma bedelini ödeme karşılığında binadaki hakkından fazlasını istiyor.

Kimisi de daire sahiplerine vereceği kira yardımı gibi bir hakkı, "satın alma bedelini ödeyeceğini" iddia ederek vermeyebiliyor. 

 

AKER.jpg
Filiz Aker / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Hem evden oldular hem de 100 bin lira satın alma bedeli ödediler

İstanbul'da ikamet eden Filiz Aker, bu konuda mağduriyet yaşayanlardan biri. 

2019'da bina yöneticilerinin karot testine başvurması sonucu çıkan yıkım kararıyla evlerinden olan Aker ve ailesi, o günden beri binanın yapılamaması nedeniyle evsiz kalmış durumda.

3 yılı aşkın bir süredir kirada yaşayan Aker ve ailesi, bu süreçte yıkılan binalarının 240 metrekare kamu arazisine girmesi gerekçesiyle daire başı düşen 100 bin liralık bedeli de ödemek zorunda kaldı.

Aker, bu durumu şöyle anlattı:

O günlere tanık olan bir toprak sahibinin anlattığına göre müteahhit bina yaparken kaçak 2 kat çıkmış. Belediye de 'binayı yıkmayacağım ancak metrekareden keseceğini' söylemiş. Tabii ben o günlere tanık olmadım. Toprak sahibinin iddiası bu şekilde. Sonuçta biz, 240 metrekareyi satın aldık. Daire başına düşen 100 bin lirayı bu krizde toplamak için uğraştık. 14 daire belediyeye 1 milyon 400 bin ödedik.

Aker ve ailesinin karşılaştığı bu durumu pek çok kişi yaşayabiliyor.

 

kentseldönüşüm2.jpg
2000 yılından önce inşa edilen binaların çoğunda imara aykırılıklar çıkabiliyor / Fotoğraf: TRTHaber

 

Müteahhit ve belediyenin hatasını neden yıllar sonra malikler ödüyor?

Bu konuda yaşanan en büyük itiraz ise şu şekilde.

Yol işgallerinin ya da kaçak kat çıkılması binaların yapıldığı döneme ait.

Genellikle 1970, 1980 ve 1990 yapımı kimi binalarda bazı müteahhitler planda belirtilen alanın dışına taşmış olabiliyor.

O gün denetlemekle görevli belediyelerin ihmali bazen de kimi görevlilerin suiistimali de bu ihlallere zemin yarattı.

Çünkü yapılan inşaatın denetimi zamanında yapılmayarak projeye uygun yapılıp yapılmadığı erkenden tespit edilmedi.

Ancak inşaat bittikten sonra binanın ne kadar yola girdiği belediye kayıtlarına girdi.

Tabi bu noktada akıllara takılan soru inşaatı yapan müteahhidin bir hatasının veya denetlemekle görevli belediyenin ihmalinin belki yıllar sonra o binadan daire alan insanlar tarafından neden ödendiği sorusu.

 

gürseltekin.jpg
Gürsel Tekin / Fotoğraf: Independent Türkçe -  Burak Ütücü

 

"Binlerce mağduriyet var"

Bir dönem belediyecilik de yapan ve imar sorunlarına dair açıklamalarıyla bilinen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'e göre bu konuda binlerce kişi mağduriyet yaşanıyor.

Tekin, şunları söyledi:

Gazete ilanına bakıyorsunuz ya da emlakçıya gidiyorsunuz. 'Şurada satılık var' deniyor. Tapuya gidip baktırdığınızda bir sıkıntı yok. Daireyi alıyorsunuz. 5-10 yıl sonra bir kentsel dönüşümde deniyor ki 'Sizin buradan yol geçmiş veya şu kadarı yeşil alan'. İyi de kardeşim bu benim kusurum değil. Eğer bütün bunlar varsa bunların tamamının sizin o zaman belediye olarak tapu dairesine bildirmeniz lazım. Tapu dairesi de buraya şerh koyacak. Alan adam da bilecek. Diyecek ki ben bu daireyi alıyorum ama bu binanın bir kısmı yola girmiş ya da yeşil alan. Ona göre alacağım."

"En büyük sorumlu belediyeler ve tapu daireleri"

Yaşanan sıkıntıların affedilecek bir durum olmadığını, en büyük kusurun da inşaatların yapıldığı dönemlerdeki belediye yönetimlerinin olduğunu öne süren Tekin, "Affedilecek bir durum değil. Milyonlarca vatandaşımız bu konuda mağdur. Burada kusurlu ilk sırada belediyeler, ikinci sırada tapu idaresi. Emlak ve çöp vergisi alanlar vatandaşa, 'senin şöyle bir sorunun var' demiyor. Bu maalesef belediyelerin çok ciddi zaaf ve kusurlarıdır. İnsanlar iyi niyetle gidiyor, daire alıyorlar. Sonradan bu dairelerin ciddi sorunları olduğunu öğreniyorlar" değerlendirmesinde bulundu. 

"Tapuda şerh yoksa sorumlu tutulmamalı"

Kentsel dönüşümde mülk sahiplerinden yapıldığı dönemde yola girildiği gerekçesiyle bedel alınmasının doğru olmadığını öne süren Tekin, "Adam parasını vermiş, dairesini almış. Siz tapuya o şerhi koysanız anlayacağım. Diyeceğim ki kardeşim tapuda bir şerh vardı. O vatandaş o şerhe rağmen almışsa kardeşim kusura bakma biz sana söylemiştik dersin. Ama tapuda bu şerhler yoksa tamamen belediyenin kusurudur" diyerek sözlerini tamamladı. 

 

şeref kısacık.jpg
Mustafa Şeref Kısacık / Fotoğraf: İstanbul Barosu

 

"Aldığınız yerde imara aykırılık varsa sorumluluktan kurtulamıyorsunuz"

Kat mülkiyeti konusunda çalışmaları olan avukat Mustafa Şeref Kısacık'a göreyse bilgisi olmasa dahi mülk sahipleri binalarındaki kaçak ve işgallerden kaynaklanan problemlerden sorumlu.

Kısacık, buna dair "Görevini belediye yapmadı, şu yapmadı, bu yapmadı... önemli değil. Bir yerde imara aykırılık varsa siz de orayı satın aldıysanız şu anki malik olarak siz sorumlusunuz maalesef" dedi.

Kısacık, geçmişte inşaat yaparken plana uymayan müteahhide ve denetlemeyi zamanında yapmayan belediyeye yönelik de ceza vermenin pek mümkün olmadığını çünkü genellikle zaman aşımına girdiğini belirtti.

 

tapu.jpg
Tekin ve Kısacık, çözümün binalardaki imara aykırılıkların tapularda belirtilmesi olduğunu söyledi / Fotoğraf: AA

 

Çözüm tapuda binadaki sorunun yazılması

Kısacık'ın bu konuda Tekin ile aynı çözüm önerisini getirerek, "Çözüm kamu kurumlarının tapudaki kütüğüne burası yola tecavüzlüdür, buradaki çatı katı kaçaktır diye belirtilmesi lazım. Ben buna rağmen alıyorsam sorumlu olmalıyım" ifadelerini kullandı. 

 

azizkoçal.jpg
Aziz Koçal / Fotoğraf: Twitter

 

"Elinde sözleşme varsa geriye dönük dava açabilir"

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Aziz Koçal'ın verdiği bilgiye göre de tüketicilerin bu konuda yasal olarak haklarını araması pek kolay değil.

Koçal, yaşanan mağduriyetlere dair dava açma hakkının ancak şu şekilde olduğunu söyledi:

O dönemden elinde 'bina plan ve projeye uygun teslim edildi' diye bir sözleşme olması önemli. Eğer böyle bir sözleşme varsa yıllar sonra binanın plan ve projeye uygun yapılmadığı ortaya çıkarsa tüketiciye dava açma hakkı doğuyor. Çünkü sözleşmeye uyulmamış.

 

dava.jpg
Yapılırken imara aykırılıklar olan binalarda geriye yönelik dava açmak da pek kolay değil

 

İkinci el daire alanlar, müteahhide dava açamıyor

Geçmiş yıllarda yapılan binaların çoğunda plan projeye uygun olmayan pek çok çıkmanın yapıldığını belirten Koçal, "Ancak birinci elden müteahhitten alan belki bunu dava konusu edebilir. Fakat 10 sene sonra daireyi alan kişi kalkıp müteahhide dava açamıyor. Çünkü başka birinden almış. Zaten kentsel dönüşüme gidene kadar daireler çok el değiştirmiş olabiliyor. Dolayısıyla tüketici davasına girmiyor. Normal hukuk davasına giriyor. Belki belediye görevini getirmedi diye bir rücu davası açılabilir. Böyle bir örnek dava açılabilir" diye konuştu.

Aziz Koçal, bugün yaşanan sıkıntının en önemli nedeninin deprem bilincinin geliştiği 2000'li yıllardan önce inşaat denetimlerinin yetersizliğinden kaynaklandığını sözlerine ekledi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum