Yaz ayları, konutta yıllık kira zam oranlarının yoğun olarak belirlendiği dönemdir. Okulların kapanmasıyla aileler, üniversite öğrencileri, tayin isteyen memurlar, pek çok kesimden insan en çok bu mevsimde kiralık konut arayışına girer. Yıl içinde taşınmaların yoğun gerçekleştiği bu aylarda aynı zamanda bir yıllık dönemler için sözleşmeler yenilenir. Önceki yıllarda TÜFE ortalamasına göre belirlenen zam oranları, yüksek seyreden enflasyon oranı nedeniyle son bir yıldır resmi olarak yüzde 25 tavan sınırı ile yapılıyor. Yasal bir sınırlama getirilmesine rağmen bu sınırın uygulamasının çok düşük kaldığı, kiracı ile ev sahibi arasındaki davaların oldukça yükseldiği görüldü. 1 Temmuz’da son bulacak konut kirası zam oranında yüzde 25 sınırlamasının bir yıl daha uzatılması bekleniyor. Ancak bu sınırın aradaki uyuşmazlıklar nedeniyle mevcut piyasa koşullarında yine uygulamasının düşük kalacağı belirtiliyor. Konut kira zam uygulaması açısından uzmanlarının farklı önerileri var…
‘ALT VE ÜST SINIR OLSUN’
Her ne kadar konut kira zammında yasal bir sınır belirlense de ev sahipleri oldukça yükselen piyasa koşullarında fahiş zamlar uyguladıkları görülüyor. Son iki yılda kira fiyatlarında yüzde 300 ile 500 arasında değişen farklar var.
Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Hakan Akçam, zam oranındaki sınırın ‘sorunları çözmek yerine tırmandırabileceği’ uyarısında bulundu. Akçam, “Kirada yüzde 25 artış sınırının devamı sorunu çözemez. Tam aksine ev sahibi ile kiracı arasındaki sorunların tırmanmasına sebep olur. Ev sahibi ve kiracı sorunlarını genellikle kendi aralarında uzlaşma ile çözmeye çalışıyor. Bize göre fahiş artışların belirlenmesiyle ilgili olarak şehirlerde alt ve üst sınır belirlenerek bir skala çalışması yapılmalı, ondan sonra yüksek artışlar yapanlar için yaptırımların devreye sokulması uygun olacaktır” dedi. Konuttaki fiyat artışının engellenmesi için acil alınması gerekenler konusunda daha önce yaptıkları önerilerini de hatırlatan Akçam, şöyle konuştu: “Yabancıya arsa, konut ve işyeri satışı durdurulmalıdır. Lokasyona göre yerel yönetimler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve STK’larla ortak bir fiyat belirleme komisyonu kurup her bir konutun taşınmaz kimliği ile takip edilmek üzere rayiç fiyat oluşturulması gerekmektedir. İnşaat maliyetleri dikkate alınarak çimento ve beton başta olmak üzere malzemelerdeki fahiş fiyatlar kontrol altına alınmalı, gerekirse geçici olarak ihracat yasağı getirilmelidir. Ev üreten şirketlere vergi avantajı da sağlanabilir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: