İnşaat sektöründe malzeme ve işçilik kaynaklı yaşanan maliyet artışı, yeni statik yönetmeliğin inşaat geneline getirdiği ilave yüzde 10’luk maliyet, yeni arsa üretememenin getirdiği arsa maliyet artışları gibi daha birçok konunun yeni yapılacak inşaatların maliyetlerinin, eski maliyetlerle tamamlanmış yapılara oranla yüzde 40’lık bir fiyat farkına sebep olacağına vurgu yapan Ömer Kumova, hiçbir inşaat şirketinin mevcut durum itibariyle maliyet artışlarını konut satışlarına yansıtmadığını, bu durumun da yatırımcı için avantaj olduğunu söyledi.

“Bugün konut almanın tam zamanı” diyen Ömer Kumova, Bursa’nın normal satış şartlarının oluştuğu bir dönemde 3 aylık bir konut stoğunun bulunduğunu aktardı. Mevcut faiz oranları ve piyasa geneli dikkate alındığında 3 aylık bu sürecin 12 ay gibi bir süreye kademeli olarak yayılmasını öngördüklerini kaydeden Kumova, “Konut kredi oranlarının düşmesine paralel, mevcut stoğun kademeli olarak azalmasını ve buna paralel konut fiyatlarını aynı sürece paralel kademeli olarak yükseleceğini düşünüyoruz” diye konuştu. Bugün gayrimenkul alıcısı için büyük bir avantajın olduğunu söyleyen Kumova, “Vatandaş parasını gayrimenkul almak yerine bankaya yatırıp faiziyle gelir edinmeyi hesaplıyor. Bunun daha cazip olduğunu düşünüyorlar. Ancak bugünkü değerlerden bir gayrimenkul alan alıcı, almış olduğu yapının fiyatının belirtmiş olduğumuz sürece paralel yüzde 30, devamında yüzde 40’a varan artışlar yaşanacağını bilmiyorlar. Banka faizi zamana paralel aynı oranda kazanç getirmeyecek. Bugün alım günü. Mevcut durumu fırsata çevirenlerden olun” dedi. 
Ömer Kumova, yatırımcıya uyarıda da bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda hangi projeden olursa olsun bugün alınabilecek konutlar bitmiş ve yapı kullanma izni muhakkak alınmış olmalı. Güvenilir ve gelecekte de muhatap olarak karşınızda olabilecek firmalarla hareket edin.”

“Eski maliyetlerle yapılmış mevcut konut rezervi 12 ayda bitebilir”

Türkiye’de inşaat sektörü olarak üretilmesi gereken konut sayısının yüzde 30 üzerinde üretim yapıldığının altını çizen Ömer Kumova, “Bugün üretim rakamları üretmemiz gerekenin yüzde 30 altına düştü. Fazla üretim yapılmış olan son birkaç yıl ortalamaları ile kıyasladığımızda %50 gibi düşüşleri dikkate almak bizleri yanıltabilir. Türkiye olarak hedefimiz geçmiş yıllarda üretmiş olduğumuz 1 milyon 300 bin konut rakamları değil, ihtiyaca cevap verecek 900 bin konut rakamları olmalıdır. Mevcut stokların yüzde 50’lik kısmının tükenmediği sürece stoğa üretim yapmak doğru değil. Ömer Kumova İnşaat olarak, rezervlerin erimeye başlamasına paralel yeni projeleri daha planlı ve programlı bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

“Sermayesi olmayan ve asıl işi inşaat olmayanın elendiği bir süreç yaşanıyor”

Tecrübesi ve sermayesi olmayan firmalar ile diğer sektörlerden KDV’yi kurtarabilmek için inşaat sektörüne giren firmaların sayısal olarak çokluğundan bahseden Ömer Kumova, şunları kaydetti: “İyisiyle kötüsüyle alternatiflerin çok olduğu bir dönem yaşadık. Bugün altyapısı iyi olmayan bu firmaların elendiği bir dönemi yaşıyoruz. Gerçek işi inşaat olan şirketler sermayeleri nezdinde yoluna devam ediyor. Yaklaşık 20 yıldır Meslek Yasası için uğraş vermiştik. Yeni çıkan meslek yasamızla, artık her isteyen inşaat yapamayacak. Yapabilmek için belirli iş bitirme, tecrübe, kalifiye eleman ve sermaye gibi birçok hususun dikkate alınarak firmaların sınıflandırıldığı bir döneme giriyoruz.”

Kaynak: Dünya