Ekonomi Gazetesi'nde yer alan habere göre ‘Türkiye’nin Rivierası’ olarak bilinen, 100 binden fazla yerleşik yabancının yaşadığı Antalya’ya her ülkeden ilgi gösterilmesi, kentte inşaat sektörünün gelişimine bir süre olumlu katkı yaptı. Antalya, pandemi, Rusya ve Ukrayna Savaşı, Körfez ve Ortadoğu ülkelerindeki krizler ile aşırı iç ve dış göçlerle karşı karşıya kaldı.
Antalya’ya müteahhit göçü
Özellikle yabancılara konut satışında cazibe merkezi haline gelen Antalya’ya Anadolu’dan da müteahhit göçü başladı. Antalya’nın imara açılan Altıntaş bölgesinde yabancılara ve gurbetçilere milyonlarca Dolar ve Euro cinsinden lüks konut satmak amacıyla binlerce konut ve işyeri inşaatı yapıldı.
Başta Ruslar olmak üzere yabancılara verilen ikamet izinlerinde mahallelerde dengesizlik yaşanması ve ikamet izinlerinde zorlaştırıcı olunması ve satış kiraların çok yüksek rakamlara çıkması yabancılara konut satışlarını durdu. Savaş nedeniyle Türkiye ve Antalya’ya gelen büyük çoğunluğu varlıklı Rus vatandaşı ikamet izni alamadığı gerekçesiyle Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerini tercih etti.
Ekonomik krizle birlikte müteahhitler de satış yapamayınca inşaat sektörü zor durumda kaldı. Birçok müteahhit ve inşaat malzemesi ticareti yapan firma kapanmak zorunda kaldı ya da iflas etti.
İnşaat sektörünün geleceği tartışıldı
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Başkanı Ahmet Öztürk yönetiminde, inşaat sektöründe faaliyet gösteren ATSO Meslek Komiteleri Müşterek oplantısı düzenlendi. 2025’in değerlendirildiği, 2026 beklentilerinin ele alındığı toplantıya TMMOB’a bağlı meslek odaları yöneticileri de katıldı.
ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, inşaat sektörünün ülke ekonomisi ve Antalya özelinde stratejik önemine dikkat çekti. İnşaat sektörünün ekonomik büyüme, istihdam, şehirleşme vizyonu ve yaşam kalitesi üzerinde doğrudan etkili olduğunu belirten Öztürk, Antalya’da sektörün kentsel dönüşümden turizm yatırımlarına, yabancı sermayeden yerel istihdama kadar geniş bir alanda belirleyici rol üstlendiğini söyledi.
Sektörün iki konuda ele alınması gerektiğini ifade eden Ahmet Öztürk, ‘’Birinci ticari boyut. Piyasa koşulları, finansmana erişim, maliyet yapıları, arz-talep dengesi ve yabancı yatırım hareketleri. İkinci de yapım aşaması, teknik, uygulama ve mevzuat boyutu. Uygulama süreçleri, yapı güvenliği, mevzuatın sektöre etkisi ve geleceğin teknolojileri sektör için önemli’’ dedi.
"Faizler yüksek satışlar durdu"
Nüfus artışı, göç ve sosyal nedenlerle inşaat sektörüne olan talebin süreceğini vurgulayan Öztürk, şunları kaydetti:
‘’Yüksek faiz nedeniyle konut fiyatlarında geçici bir durgunluk yaşanıyor. Ancak faizlerin düşmesiyle birlikte konut satış fiyatlarının yeniden artmasını bekliyoruz. Bu nedenle mevcut dönem, gayrimenkul alımı için doğru bir zaman. İnşaat maliyetlerindeki artış, enflasyon ve deprem bölgesindeki yoğun inşaat faaliyetleri maliyetleri yukarı çekti. Özellikle işçilik maliyetlerinde ciddi artış yaşandı. Sektörde usta ve ara eleman bulma konusunda önemli sıkıntılar var. Kur seviyelerinin düşük seyretmesi yabancıya satışları olumsuz etkiledi. Yabancıya konut satışında vatandaşlık ve oturum kriterlerinin inşaat yatırımları devam ederken değiştirilmesi sektörü olumsuz etkiledi. Kriterlerin bölgesel ve önceden planlı belirlenmesi büyük önem taşıyor. Kat karşılığı inşaatlarda arsa payları yüksekliği, usta ve ara eleman eksikliği, faiz-kur dengesi, kamuda iş süreçlerinin yavaşlaması ve yabancıya gayrimenkul satışındaki belirsizlikler sektör üzerinde baskı oluşturuyor.’’
"İkinci el satışlarına yönelim başladı"
ATSO 41. Grup Meslek Komitesi Başkanı Hülya Tükenmez, 2024–2025 döneminde gayrimenkul sektöründe yüzde 25’lik artış yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
‘’Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak oturum amaçlı alımların öne çıkmasına karşın, günümüzde satışlar büyük ölçüde yatırım amaçlı gerçekleşti. Bankada nakit tutma eğilimi azaldı, piyasada öngörülenden daha fazla nakdi olan yatırımcı bulunuyor. Sıfır konut fiyatlarındaki artış nedeniyle ikinci el konutlara yönelim güçlendi. Sıfır konut satışlarının hızlandırılmaması hâlinde ekonomi olumsuz etkilenebilecek. 2026’da finansal koşullar daha sıkılaşacak. Özellikle yılın ikinci yarısında nakit sıkışıklığı riski artabilecek ve üretim-ticaret yapan kesimlerin ihtiyatlı hareket etmesi gerekiyor.’’
"Barter karşılığı satış ve iflaslar artıyor"
İnşaat sektöründeki dalgalanmaların en hızlı ve en yoğun şekilde inşaat malzemeleri alanına yansıdığını belirten ATSO 31. Grup Meslek Komitesi Başkanı Arif Yavuz, da sektörde iflas ve konkordato sayılarının arttığını, tahsilat güçlükleri nedeniyle barter ve kat karşılığı finansman modellerine yönelmek zorunda kalındığını kaydetti. Yavuz, konut kredi faizlerinin yanı sıra ticari kredi faizlerinin de yüksek olduğunu, faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesinin piyasayı rahatlatacağını bildirdi.
ATSO 41. Grup Meclis Üyesi Adnan Saraç da, Altıntaş’ın yalnızca Antalya’nın değil Türkiye’nin de en büyük yapılaşma başlıklarından biri hâline geldiğini belirterek, bölgede faaliyet gösteren müteahhitlerin ciddi mali kayıplar oluştuğunu, planlanan bazı ulaşım yatırımlarının 2026 yılında devreye alınmasının önemli olduğunu söyledi.
24. Grup Meslek Komitesi Başkanı Ayhan Çakır, ‘’Geçmişte tek maaşla konut sahibi olunabilirken günümüzde çift gelirle dahi konut edinim zorlaştı. Alım gücündeki gerileme ile artan vergiler ve KDV oranları hem vatandaşları hem sektör temsilcilerini zorlamaktadır’’ diye konuştu.
25. Grup Meslek Komitesi Başkanı Yakup Toprak, belediye harçlarının yüksekliğinin sektörü zorladığına dikkat çekti. Toprak, ‘’2025 yılında aylık 7 bin 400 – 7 bin 500 konut satışı gerçekleşmesine karşın, maliyet baskısı nedeniyle bazı projelerde maliyetin altında satış yapılmaktadır. Konut kredi faiz oranlarının düşürülmesi sektörü canlandıracak’’ dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, projeleri deprem güvenliği ve uygulama kalitesi açısından incelediklerini, proje inceleme sürelerinin azami 10 gün olduğunu anımsattı. Akdoğan, şöyle devam etti.
‘’Süre tartışmalarından ziyade doğru ve kaliteli uygulamalar esas alınmalı. Şantiye şefliği uygulamaları güçlendirilmesi, mezun mühendislerin ve müteahhitlik faaliyetlerinin nitelik yönünden geliştirilmesi gerekir. Kentsel dönüşüm mevcut uygulamaları örnek bir model oluşturmadı. Antalya’da bütüncül, uygulanabilir ve kamuoyu güveni üretecek bir dönüşüm modeline ihtiyaç var.’’
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Mustafa Karancı, Antalya gibi turizm açısından stratejik bir kentte yapılaşmanın doğal değerler dikkate alınarak yürütülmesinin önemine çekti.
Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Doç. Dr. Engin Kepenek, ‘’Değer artış payı uygulamalarının altyapı yatırımlarına yönlendirilmesi çözüm sürecine katkı sağlayabilir. Kira dengesizliği ve kısa süreli kiralamalar piyasa adaletini bozdu. Bu alanlarda yapılacak düzenlemeler turizm, gayrimenkul ve inşaat sektörüne olumlu yansıyacak’’ dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: