Çekişmeli boşanma davasında, İstanbul 7’inci Aile Mahkemesi bir çiftin müşterek şekilde kullandıkları koca B.A.’nın babasının sahip olduğu evi dava sürecinde eşi M.A.’ya tahsis edilmesine hükmetti. B.A.’nın avukatı Elif Büşra Berber ise “Kanun koyucunun amacı burada kadın-erkek ayrımı değildir, aksine olması gerektiği gibi ekonomik ve sosyal açıdan zayıf olan tarafı korumak, barınma hakkını sağlamaktır” ifadelerine yer verdi.
İstanbul’da yaşayan ve 2021 yılında evlenen ancak evliliklerini sonlandırmak isteyen B.A. ile M.A. çekişmeli boşanmaya gitti. Bununla beraber B.A. eşiyle beraber yaşadıkları ve babasına ait olan evden taşındı. Ardından hem B.A. hem de babası kendi evlerinde oturduğu için M.A’nın evi tahliye etmesini istedi. İtirazlar ve talepler doğrultusunda İstanbul Anadolu Adliyesi 7'nci Aile Mahkemesi bahse konu olan konutun tahsisi ile ilgili arar kararını verdi. Mahkeme evin M.A.’ya tahsis edilmesine hükmetti.
"Mahkeme eşin konutta yaşadığını tespit ederse konutu eşe tahsis edebilir"
Mahkeme kararını değerlendiren M.A.’nın avukatı A. İslam Gezer, boşanma davası sürecinde halimin Medeni Kanun’un verdiği yetkiyle taraflar, müşterek çocuklar ve mal varlığına dair önlemler alabileceğini ifade ederek “Bu önlemlerden biri de aile konutunun dava süresince taraflardan birine tahsis edilmesidir. Aile konutu, tapuda şerh verilmiş olması gerekmeksizin eşlerin birlikte yaşadığı konuttur. Konut eşlerden birine ait ya da kiralıksa sorun yaşanmazken, eşlerden birinin anne veya babasına ait olması halinde tartışmalar doğmaktadır. Bu gibi durumlarda, mahkeme korunmaya muhtaç eşin konutta yaşadığını tespit ederse, mülkiyet kime ait olursa olsun konutu bu eşe tahsis edebilmektedir. Ancak bu kararlara mülkiyet hakkı gerekçesiyle itirazlar yapılmakta, hatta evin sahibi olan anne-baba sürece müdahil olmak istemektedir. Özellikle kötü niyetli durumlarda bir tarafın ailesiyle birlikte diğer eşi evden çıkarmaya çalıştığı görülmektedir. Aile mahkemeleri kamu yararı, çocukların üstün yararı ve zayıf tarafın korunması ilkesiyle hareket ederken, mülkiyet hakkı iddiaları ancak ayrı bir dava yoluyla çözülebilir” şeklinde konuştu.
M.A.’nın bir diğer avukatı Elif Büşra Berber de “Kanun koyucunun amacı burada kadın-erkek ayrımı değildir, aksine olması gerektiği gibi ekonomik ve sosyal açıdan zayıf olan tarafı korumak, barınma hakkını sağlamaktır. Uygulamada artık bu husus sıklıkla karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: