Türkiye’de ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte barınma artık temel bir hak değil, lüks haline geldi. Fahiş kira artışları, hem kiracıları hem adalet sistemini kilitledi. Son dört yılda “kiralananın tahliyesi” konulu davalarda %349 artış yaşanırken, 2024’te açılan dava sayısı 127 bini geçti.
EV SAHİPLERİ İLE KİRACILAR ARASINDA SAVAŞ VAR
Barınma krizinin baş aktörlerinden biri olan kontrolsüz kira artışları, büyükşehirlerde kiracıları mahkeme kapılarına sürükledi. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2020’de 28 bin olan tahliye davası sayısı 2024’te 127 bine çıktı. Bu artış, hükümetin kiraları denetlemedeki yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
KİRACILAR SADECE TAHLİYE EDİLMİYOR, BORÇLANDIRILIYOR
Birçok kiracı, sadece evinden çıkarılmakla kalmıyor, aynı zamanda icra dosyalarıyla da karşı karşıya kalıyor. 2024 yılı sonunda hukuk mahkemelerinde kiracılara yönelik 34 binin üzerinde icra dosyası bulunuyor. Hükümetin kira artışlarını kontrol altına alamaması, vatandaşın hem evini hem ekonomik geleceğini kaybetmesine neden oluyor.
BÜYÜKŞEHİRLERDE DRAM DAHA DA DERİN
İstanbul, Ankara ve İzmir’de kira bedellerindeki uçuk artış, dar gelirli yurttaşları sistem dışına itti. TÜİK ve özel sektör verilerine göre son dört yılda bu üç şehirde kira fiyatları %600 ila %1100 arasında arttı. Bu artışlar karşısında iktidarın “serbest piyasa” söylemine sığınması, milyonlarca insanı barınma hakkından mahrum bıraktı.
Halkın cebini yakan kiralar (2021-2025 kıyaslaması):
İstanbul: 3.749 TL → 26.490 TL (yüzde 606 artış)
İzmir: 2.510 TL → 25.151 TL (yüzde 902 artış)
Ankara: 1.933 TL → 23.939 TL (yüzde 1138 artış)
YOKSULLUK BÜYÜRKEN HÜKÜMETİN ÇÖZÜM PLANI YOK
Yüksek kira artışlarına karşı geçici kira artış sınırı uygulamaları, piyasanın gerçeklerini değiştirmedi. Ne sosyal konut üretimi artırıldı, ne de denetim mekanizmaları etkin işletildi. Kiracılar kaderine terk edilirken, iktidar bu sorunu da görmezden gelmeye devam ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: